Google’ın meşhur arama motoru algoritmasını güncellemesinin ardından artık bir klasik olarak dalgalanmalar yaşandı ve aranan kelimelerin arama hacmi fark etmeksizin bu dalgalanmalar bazı web sitelerinin değil ilk sayfadan, “ilk on sayfadan” yok olmasına sebep oldu. Bu kısa zaman dilimi içerisinde tüm webmasterlar, firma sahipleri ve dijital pazarlamacılar web sitelerinin nereye kaybolduğundan ziyade; yeni algoritmanın neden kendi sitesine ceza kestiğini merak etti. Kimi web siteleri bu kısa süreli dalgalanmanın ardından Google sıralamalarına daha iyi veya daha kötü bir pozisyonda geri dönerken, maalesef bazılarının web sitelerininse yerinde yeller esmeye devam ediyor. İlk günlerde hakkında çoğu SEO uzmanının ve webmasterın neredeyse hiçbir şey bilmediği algoritmayla ilgili ortada ancak şehir efsaneleri dönerken, haftaların ardından yeni metodolojiler hakkında çok daha fazla bilgi ortaya çıktı. Aslında çoğu insanın düşündüğü gibi ortadan “algoritma” denen ve yüzlerce sayfa uzunluğunda dev bir tam matematik formülünü bulunmuyor. Bu herkesin dilinde olan algoritma aslında Google’ın canı istediğinde paylaştığı ve bir nevi yekpare kod blokları olarak isimlendirilebilecek “algoritma kırıntılarıdır”. Aslında Google ana algoritmanın devamlı olarak güncellendiğini dile getirmekte. Öyle ki, Google yalnızca 2012 yılında 665 algoritma güncellemesi yaptığını doğruladı. Yani net bir şekilde söylenebilecek, sadece birkaç satırlık kod değişikliğinden çok daha fazlası oldu ve hala da olmaya devam ediyor. Küçük büyük fark etmeden tüm bu değişimin SEO ile uzaktan ya da yakından ilgilenenler açısından önemi ise ayakta kalmak için “değişime” ayak uydurulmasının gerektiği…
Google’ın İnternet İndexi
Google’ın algoritmasının temelinde, dünya genelindeki bütün web sitelerinin indexlenmesi yer alıyor. Zira bu index alma aşaması algoritmaya da veri girişi (input) yapılması manasına geliyor ki, çıktı (output) ise algoritma tarafından alınan verinin işlenmesi neticesinde oluşan arama motoru sonuçları oluyor. SEO kavramının devreye girdiği bölüm ise Google’ın algoritmasının web sitelerinden edindiği veriyi işleyerek çıktı yani arama motoru sonuçlarını oluşturduğu aşamada değil, girdi aşamasından başlayarak devreye giriyor. Bir başka ifadeyle algoritma web sitesinin indexini alırken ne görürse, veri çıktısı da ona göre şekilleniyor. Google aramalarında istediği sıralara çıkmak veya mevcut sırasını korumak isteyenlerin ise Google örümceklerine mümkün olduğunca yardımcı olması yani istenen çıktının alınmasını sağlayacak girdiyi sunması gerekiyor. Bu çok basitmiş gibi görünen işlem trafiği, arama sonuçlarının şekillenişinin de belkemiğini oluşturmakta. Bir web sitesi olarak Google algoritmasının içine balıklama dalan web siteleri, “bir şeyler olduktan sonra” dışarı arama sonucu veri çıktısı olarak yeniden ortaya çıkıyor. Söylerken çok basit olsa da
, şüphesiz SEO bu kadar basit bir iş olmanın bir hayli uzağında… Ancak burada yine de Google algoritmasına web sitesinin indexini alırken mümkün olduğunca kolaylık sunmanın, Google sıralamalarında arzu edilen kelimelerde yükselmek için SEO adına yapılabilecek en önemli site içi çalışmalardan biri olduğunun da altını çiziyorum.
Algoritmanın Esas Aldığı Etken Faktörler
Google algoritması aslında “hayal gücünün sınırlarını bir hayli esnetecek” biçimde kompleks bir yapı. Web sitelerinin indexlenmesi ile algoritmaya gelen veri girdileri de kesin sınırları olan, dosdoğru şematik yapılara sahip değil. Her şeyin ötesinde, index bilgisinin dağıtılması için bile Google “her biri küçük bir kent olan” düzinelerce veri merkezi (Data Center) kurmuş durumda. Dünya üzerinde bugüne kadar yapılmış en gelişmiş ve en etkileyici fiber optik ağına sahip olan bu veri merkezleri, tüm internet ağına ve birbirine bu gelişmiş kelimesinin dahi yetersiz kaldığı fiber altyapı sistemiyle bağlı. İndex olarak betimlenen veri girdileri yüzlerce farklı veri bulutundan ve bu bulutların da her biri onlarca kişi tarafından yazılan devasa yazılımdan oluşuyor. Şayet bu veri merkezleri ve index veri girdisinin oluşturulmasında görev alan yazılımlardan daha da detaylı bahsetmeye çalışırsam, birkaç paragrafın açıklama yapmaya yeterli olmayacağını düşünüyorum. Ayrıca bu denli detaylı bir bilgiye sahip olmanın SEO açısından avantaj sağlaması gibi bir durum da söz konusu olmadığı için bu bölümü mümkün olduğunca kısa geçiyorum. Bilindiği üzere söz konusu algoritmanın veri çıktısı oluşturması olduğunda tek etken unsur index verileri de değil. Linkler, dijital kimliklerin güvenilirliği, sosyal medya etkinliği, yerel ağlar, kullanıcı geribildirimleri (feedback), içerik yayınlayıcının güvenilirliği, yayınlanan içeriğin kalitesi, web sitelerinin tasarımı, paylaşım ağlarının (ki bunların başında Google+ geliyor) etkin kullanımı diğer etken unsurların sadece birkaçı…
Güncellenen Algoritma ve Uyumluluk
Algoritmanın veri çıktısı yani arama sonucu sıralamalarını oluştururken değerlendirdiği bütün bu etken faktörleri fiziksel bilgi olarak kavramsallaştırmaksa, Google dışındaki kişilerin pek de kolay bir biçimde yapabileceği bir işmiş gibi görünmüyor. Bunun için yapılan açıklamaların yakından takip edilmesi ve deyim yerindeyse ağzının içine bakılan Matt Cutts gibi bireylerin açıklamalarının doğru şekilde analiz edilmesi, sürekli değişen algoritmayla uyumlu SEO çalışmalarına imza atmak için oldukça önemli. Ülkemizde yüzlerce webmasterın adeta “takıntılı” olduğu Page Rank, Google algoritmasının önem verdiği konulardan biri olmasına rağmen bunun da onlarca etken faktörden sadece biri olduğunun unutulmaması gerekiyor. Hatta yeni algoritma güncellemesinin ardından web sitelerinin Page Rank değerlerinin etkinliğinin boyutuyla ilgili Google Plus topluluklarında ve SEO forumlarında çok ciddi tartışmalar yaşanıyor. Aynı şekilde etkili ve çabuk geribildirim alınabilecek bir SEO çalışmasının sadece backlinklere odaklanması da onlarca etken unsurun yalnızca biri üzerine oynanması manasına geliyor. Açıkça ifade edebilirim ki, bugünün ve geleceğin SEO dünyasında tek tarafa abanarak Google sıralamalarında istenen sonuca yükselmek, edinilen pozisyonun da kalıcı olmasını sağlamak mümkün değil. Google web sitesinin ilgili sayfa ya da sayfalarını yapılan aramayla eşleştirirken tek bir noktaya odaklanmadığı gibi, geçen zamanla birlikte etken bir faktör olarak değerlendirilen unsurların sayısı da sürekli olarak artıyor. Yani Google web sitesinin çok yönlü bir çalışma içerisinde olmasını ve internet sunduğu pozitif etkileşim imkanından da azami şekilde istifade etmesini istiyor.
Tüm bunların SEO açısından önemi ise “geniş bir perspektiften bakarak, uzun vadeli ve güncel planlamalar” yapılmasının artık elzem olduğudur. Geçmişte uygulanan SEO stratejilerinin esas aldığı bazı noktalar günümüzün yeni nesil Google algoritması tarafından hala önemseniyor olsa da, bu unsurların etkinliği ve veri çıktısının şekillenmesindeki değeri günden güne değişiyor. Backlink odaklı içerik çalışmaları, geçmişten günümüze önemi bulunan ancak yeni algoritma güncellemesinin ardından veri çıktısına yaptığı katkı azalan unsurlardan biri olarak görülüyor. Madalyonun diğer tarafın da yer alan sosyal medya araçlarının etkin kullanımı ise geçmişte de SEO açısından önemli olan lakin yeni güncelleme sonrasında önemini “kat ve kat” arttıran etken faktörler arasında yer alıyor. Bu nedenle tek yöne odaklanarak web sitesinin bütün SEO stratejisini bir tek ayağa yükleyenlerin, küçük bir algoritma güncellemesinin ardından sallanmaya başlaması kaçınılmaz hale geliyor.